DEPREMİN ACI YÜZÜ

Deprem bir doğa olayıdır. Deprem öldürmez, bina öldürür.

17/08/1999 - Marmara Depremi

17 Ağustos depremi tüm Marmara Bölgesi'nde, Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmî raporlara göre 17.480 ölüm, 23.781 yaralanma oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285.211 ev, 42.902 iş yeri hasar gördü. [3] Resmî olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50.000 ölü, ağır-hafif 100.000'e yakın yaralı olmuştur

BÜYÜK MARMARA DEPREMİNİN DEĞERLENDİRMESİ

17 Ağustos 1999 Marmara depremi sonrası, deprem bölgelerinde yapılan incelemeler, yapılarda meydana gelen hasarların, zemin sorunları yanında çeşitli işçilik, malzeme, statik sistem ve teknik kusurlardan kaynaklandığını göstermiştir. Yapılarda meydana gelen hasarların en önemli nedenlerinden biri, yapının statik sistemindeki aksaklıklardır.

'Afet bölgelerinde yapılacak yapılar' hakkındaki yönetmeliğin öngördüğü konstrüktif kurallara uyulmayarak taşıyıcı sistem elemanlarında etriyelerin yeterli sıklıkta yerleştirilmemeleri, kolon-kiriş düğüm noktalarında etriyelerin hiç konulmaması veya yeterince konulmaması nedeni ile bu düğüm noktalarında ağır hasarlar meydana gelmiştir. Bir kısım yapılarda bu düğüm noktalarının, yeterli rijitlikte olmaması yüzünden zayıf kolon ve güçlü kiriş etkisi oluştuğu, bu noktalarda göçme meydana gelerek tüm katların üst üste yığıldığı gözlemlenmiştir. Bu da önemli miktarda can ve mal kaybına sebep olmuştur. Düğüm noktalarında usülüne uygun donatı yerleştirilmesi ve etriye sıklaştırılmasının yapılması son derece önemlidir.

Blokbaşında bulunan yapılarda çekiçleme etkisi devrilmeye neden oluyor. Yapının bodrum katının bulunmaması, cephesinin çok dar ve yüksekliğinin ise çok fazla olması nedeni ile yapı devrilmeye karşı koyamamıştır. 

Yapının temel derinliği yapı yüksekliğinin 1/6 sı kadar olmalıdır.

Betonun ezilmesi sonucu kolonun taşıma gücüne, basınç bölgesinde ulaşan deprem kuvvetleri, tüm basıncı karşılamak zorunda kalan boyuna donatının burkulmasına sebep olmuştur. Bu burkulma etriye sıklaştırılması ile ortadan kaldırılabilir. Donatının ezilmeden dağıldığı ve bu bölgede etriye aralığının çok fazla olduğu görülmektedir.

Kolonlar deprem yükleri altında büyük kesme kuvvetleri alır. Kolonların sarmal bölgesinde kullanılacak etriyelerin uçları, 135° betonun içerisine girecek şekilde kıvrılmalıdır. šekilde görülen etriyelerin usulüne uygun kıvrılmadığı için açıldığı görülüyor. Düzensiz statik sistem neticesinde fotoğrafta gözlenen burkulma meydana gelmiştir.

Ana caddeler üzerindeki bitişik nizam yapıların tamamına yakınının zemin katları işyeri olduğundan, -bu zayıf katlar nedeni ile- hemen hemen bütün yapılar yıkılmış ve ağır hasar meydana gelmiştir.

Yapılarda usulüne uygun dilatasyon derzleri bırakılmamıştır. Yapıların birbirlerine uyguladıkları çekiçleme etkisi ise hasarı artırmıştır.

Bu binada, kolonlarda meydana gelen mafsallaşma sonucu tüm katlar üst üste yığılarak çökmüştür. Asmölen yapılarda yatay ötelenmeler daha fazla olacağından, bu yatay ötelenmeyi karşılamak için her iki yönde perde kolonlar yerleştirilmelidir.

Zemin katı işyeri olarak kullanılan yapılarda, bu zayıf kat kolonlarının göçmesi sonucu, yapı takriben 30° lik açı ile kendi istikametinden dönerek yıkılıyor. Bina cephesinde görülen bütün kolonlar aynı yöndedir. Arka kenarda diğer yöndeki kolon düşey aks hizasından 50 cm kadar, ön köşedeki kolonlar ise aks hizasından 3 m kadar savrulmuştur. Kolonların her iki yönde deprem kuvvetlerine karşı yeteri kadar rijit olması gerekmektedir.

Kalitesiz Beton :Yapılan incelemeler neticesinde önemli miktarda hasar gören yapılarda düşük dayanımlı beton kullanıldığı gözlemlenmiştir. Yönetmeliğin öngördüğü standartlara göre deprem bölgelerinde yapılacak tüm betonarme binalarda C 25 (BS 25)'dan daha düşük dayanımlı beton kullanılamaz. Yine birinci ve ikinci derece deprem bölgelerinde taşıyıcı sistemi "süneklik düzeyi yüksek", sadece çerçevelerden oluşan binalar ile taşıyıcı sistemden bağımsız olarak deprem sonrası kullanımı gereken ve tehlikeli madde içeren -hastahaneler, itfaiye binaları, PTT, haberleşme, ulaşım istasyonları, okullar vs.- binalarda C30 (BS 30) veya daha yüksek dayanımlı beton kullanılması zorunludur.

Tüm deprem bölgelerinde TS-500'deki tanıma uygun beton kalite denetimi olmadan beton üretimi ve vibratörsüz beton yerleştirilmesi yapılmamalıdır.

Deprem bölgelerindeki bazı yerlerde zemin koşullarının elverişsiz ve yeraltı suyu seviyesinin çok yüksek olduğu görülmüştür. Temel seviyesinin yeterli derinliğe indirilmediği, genellikle binalara bodrum kat yapılmadığı gözlemlenmiştir.

Bina sahipleri, binalara bodrum kat yapılmamasının nedenini; 'bodrum kat yapmak maliyeti yerine, aynı maliyetle iki kat yapmayı tercih ettikleri' şeklinde ifade etmişlerdir. Konu tamamen ekonomik tercihlerden kaynaklanmıştır.

Temel derinliğinin yapı yüksekliğinin 1/6'sı kadar olması gerekirken bu kurala uyulmamıştır. Cepheleri çok dar olan blok başı ve ikiz nizam yapılar devrilmeye karşı rijit davranamayacağından, bu gibi binalarda devrilmeler meydana gelmiştir. 

Yapıda sonradan ilave edilen bölümler nedeniyle, zayıf katlar en üst katlarda da oluşabilmektedir.

Bu binada, perde kolonlar düğüm noktalarından kırılarak kopmuştur. Perde uç donatıları ve çiroz etriyeler kullanılmamıştır.

Yapının taşıyıcı sistemindeki perde kolonlar tek yönde kullanıldığından zayıf yöne doğru göçme meydana gelmiştir.

Zemin katı asma katlı işyeri olan bu yapılarda, bu zayıf katlar kat yüksekliklerinin fazlalığı nedeni ile daha fazla etkilenerek yıkılmaktadır. Bu durumu önlemek için, kolonlar her iki yönde yerleştirilmelidir.  

©Copyright 2023 - Her hakkı mahfuzdur. - Tasarım:CANYaZıLıM

Landing Page Software